MİGREN NEDİR?
Migren hastaları için sosyal meyada bile Migren hakkında bir bilgi paylaştığımızda bu bazen onlar için çok sıkıcı olabiliyor. Zaten yıllardır bu ağrıları çektiklerinden Migren ile nerede bir kaynak bulsalar okumuş olduklarından bu bilgiler onlar için can sıkıcı olabiliyor. Örneğin Instagram (@migrendoktorum) sayfamda bu yüzden konuyu bazen esprili şekilde sunmak hastaların onlar için bu sıkıcılığı biraz olsun azaltabiliyor. Resimde gördüğünüz şekilde paylaşımlar espritüel olmanın yanında onların içinde bulunduğu durumu da anlatmakta bir çeşit derdimize tercüman oldu şeklinde bir anlam da ortaya çıkarıyor. Gerçekten de Migren zor bir hastalık hatta işyerinde patron, amir, mesai arkadaşı gibi başka biri tarafından dışardan bakıldığında kişinin başım ağrıyor, dayanılmaz migren ağrım var odaklanamıyorum, çalışamıyorum veya izin istiyorum dediğinde karşıdan gözle görülür hissedilir birşey olarak görülmediğinden acaba numara mı yapıyor, işten kaytarmaya mı çalışıyor, kafa izni mi yapacak yine gibi gerçekle ilgisi olmayan bir takım ıthamlarla karşılaşabiliyorlar. Hatta karşılaşmasalar bile Migren hastalarının aklına acaba benim için bu şekilde mi düşünüyorlar gibi düşünceler gelebiliyor. Yani bel fıtığı ağrısı olsa mesela dışardan kişinin yürüyemediği, belini düzeltemediği ağrı içinde olduğu görülürken bu Migren hastaları için migren ağrıları dışardan bakınca farkedilemeyebilmektedir.
O yüzden Migren hakkında bilgi verirken bile hastalardan hocam biz yıllardır Migren ile birlikte yaşıyoruz ve şimdiye kadar Migren ile ilgili bilgilerin hepsini zaten ezberledik bize Migren hakkında bilgi vermeyin ne tedavisi uyguluyorsunuz o konuda bilgi verin, tedaviniz gerçekten etkili mi, şimdiye kadar o kadar çok tedavi yöntemi denedik ki artık iyi olacağımıza inancımız kalmadı tepkisiyle karşılaşmaktayız.
MİGREN NEDİR?
Migren tekrarlayan zonklayıcı tarzda orta ila şiddetli ağrıya neden olabilen bir baş ağrısı tipidir. Ağrı genelde başın bir tarafındadır, ağrıya ek olarak bulantı-kusma ve halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Işık ve ses de hastada rahatsızlık yaratabilir. Hasta migren ağrısı geldiğinde genellikle karanlık ve sessiz bir odada yatmak-dinlenmek ister.
Migren çocukluk çağında başlayabilir. Kadınlarda erkeklere göre iki kat fazla görülür. Aynı aile bireyleri arasında görülmesi migrenin genetik olabileceğini de düşündürtmektedir. Tüm Dünyada, insanların yaklaşık% 15’i migrenden etkilenmektedir.
Migren en sık alın bölgesini etkiler. Genellikle başın bir tarafını etkilemekle beraber her iki tarafta da görülebilir.
Ortalama olarak 4 saat süren Migren Ağrıları tedavi edilmediğinde 72 saat ila bir hafta kadar sürebilir. Auralı migrende, ağrı bir aura ile birlikte olabilir veya sadece aura görülüp ağrı görülmeyebilir. Genellikle görsel olan Aura’lar (Çeşitli şekiller, görme kaybı, yanıp sönen kör noktalar, parlak noktalar veya ışık parlamaları görme gibi görsel olaylar) görülmekle birlikte yüzün bir tarafında veya kol veya bacakta karıncalanma-uyuşma, işitsel (bazı sesler veya müzik sesi) ve konuşma güçlüğü gibi diğer aura bulguları da görülebilir. Bu bulgular genellikle yavaş başlar, birkaç dakikada artar ve 15 ila 60 dakika sürebilir.
Migrende olası dört aşama bulunur ve bu aşamaların tümünün yaşanması gerekmemektedir:
- PRODROM; baş ağrısından saatler veya günler önce meydana gelir
- Aura; baş ağrısından hemen önce oluşur
- Ağrı aşaması; baş ağrısı aşaması olarak da bilinir
- Postdrom; migren atağı sonrasında yaşanan etkiler
PRODROM aşaması
Migrenli kişilerin yaklaşık %60’ında prodromal ya da uyarıcı belirtiler meydana gelir ve ağrı ya da aura başlangıcından önceki iki saat ile iki gün arasında başlarlar. Bu belirtiler çok çeşitli olayları içerebilir; örn., değişmiş ruh hali, sinirlilik, depresyon ya da zindelik hissi, yorgunluk, bazı yiyecekleri çok isteme, gergin adaleler (özellikle boyunda), kabızlık ya da ishal ve kokulara ve gürültüye karşı hassasiyet. Bu belirtiler hem auralı migreni hem de aurasız migreni olan kişilerde meydana gelebilir.
AURA aşaması
AURA, baş ağrısından önce ya da baş ağrısı esnasında meydana gelen geçici fokal nörolojik bir olaydır. Birkaç dakika içinde kademeli olarak ortaya çıkar ve genellikle 60 dakikadan daha kısa sürer. Belirtiler görsel, duyusal ya da motor tabiatta olabilir ve birçok kişide birden fazla belirtiyle karşılaşılır. Görsel etkiler en yaygın olanıdır ve vakaların neredeyse %99’unda görülür ve yarısından fazlasında tek belirti olarak meydana gelir. Görme bozuklukları çoğunlukla kıvılcımlı yani görme alanında titreşen kısmı değişiklik alanı oluşur. Bunlar normalde görme merkezine yakın bir yerde başlar ve daha sonra zig zag çizgilerle yanlara doğru yayılır. Genellikle çizgiler siyah beyazdır ancak bazı kişiler renkli çizgi de görmektedir. Bazı kişiler hemianopsi olarak bilinen görme alanında kısmi kayıp yaşar, bazıları da bulanık görür.[20]
Duyusal aura, auralı kişilerin %30-40’ında meydana gelen en yaygın ikinci aşamadır. Çoğunlukla el ya da kolda tek taraflı bir karıncalanma başlar ve aynı taraftaki ağız-burun alanına doğru yayılır. Hissizlik genellikle konum hissi kaybıyla birlikte ve karıncalanma geçtikten sonra başlar. Aura aşamasının diğer belirtileri konuşma bozuklukları ve konuşma kabiliyeti bozukluklarını, etrafın dönmesini ve daha az yaygın olarak da motor sorunları içerebilir. Motor belirtiler bunun hemiplejik bir migren olduğunu gösterir ve diğer auraların aksine halsizlik çoğunlukla bir saatten daha uzun sürer. Aura nadiren, nadiren ardışık baş ağrısı olmadan da meydana gelir, buna sessiz migren denir.
AĞRI aşaması
Klasik olarak baş ağrısı tek taraflıdır, zonklama şeklinde kendini gösterir ve yoğunluğu orta şiddetli ila şiddetli arasındadır. Genellikle kademeli olarak başlar ve fiziksel aktiviteyle şiddetlenir. Bununla birlikte, vakaların %40’ından fazlasında ağrı çift taraflı olabilir ve çoğunlukla boyun ağrısı ile birliktedir. Çift taraflı ağrı özellikle aurasız migreni olan kişilerde yaygındır, Ağrı daha az yaygın olarak, esasen başın arka ya da üst kısmında meyana gelebilir. Yetişkinlerde ağrı genellikle 4 ila 72 saat arasında sürer; ancak erken çocukluk döneminde çoğunlukla 1 saatten daha az sürer. Atak sıklığı değişkendir, yaşam boyu çok az olabileceği gibi haftada birkaç kez de olabilir. Ortalaması yaklaşık olarak ayda birdir.
Ağrıya çoğunlukla bulantı, kusma, ışığa karşı hassasiyet, sese karşı hassasiyet, kokulara karşı hassasiyet, yorgunluk ve sinirlilik hali eşlik eder. Beyin sapı ile ilişkili ya da vücudun her iki tarafında nörolojik belirtilerin olduğu migren türü olan baziler migrende yaygın etkiler şunlardır: etrafın dönmesi hissi, sersemlik hissi ve zihin bulanıklığı. Kişilerin %90’ında bulantı ve üçte birinde kusma meydana gelir. Bu nedenle birçok kişi karanlık ve sessiz bir oda arar. Diğer belirtiler şunlar olabilir: bulanık görme, burun tıkanıklığı, ishal, sık idrar çıkma, solgunluk veya terleme. Boyunda sertlik olabileceği gibi kafa derisinde terleme ya da hassaslık da meydana gelebilir. Yaşlılıkta, ilgili semptomlar daha az yaygındır.
POSTDROM
Migrenin etkileri, ana baş ağrısı geçtikten sonraki birkaç gün devam edebilir. Bu duruma postdrom denir. Birçok kişi migrenin olduğu bölgede ağrı hissi ve bazı kişiler de baş ağrısının geçmesinden sonraki birkaç gün düşünce bozukluğu olduğunu bildirmiştir. Hasta kendini yorgun ya da “akşamdan kalma” hissedebilir ve kafasında ağrı, kavrama güçlüğü, midebağırsaklarda bazı belirtiler, ruh hali değişiklikleri ve güçsüzlük yaşamış olabilir. Bir özete göre, “Bazı kişiler olağandışı bir şekilde yenilenmiş ya da öforik belirtirken bazıları depresyonda ve keyifsiz olduklarını bildirmiştir.
NEDENİ
Migrenin altında yatan nedenler bilinmemektedir. Ancak çevresel ve genetik faktörlerin karışımıyla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Vakaların üçte ikisinde aile içinde migren vardır ve nadiren tek gen bozukluğuna bağlı olarak meydana gelir.
GENETİK ÖZELLİK
Migren, kalıtsal bir durum olarak sınıflandırılmaz. Ancak, genellikle aynı ailenin birkaç üyesinde ortaya çıkar. Bu nedenle, migreni olan bir veya daha fazla yakın akrabanız varsa, sizde migren gelişme olasılığı daha yüksektir.
İkizlerle yapılan çalışmalar, migren baş ağrılarının meydana gelmesinde %34-51 oranında bir genetik etki olasılığına işaret etmektedir. Bu genetik ilişki, auralı migrenler için aurasız migrenlere göre daha güçlüdür.